22 Ekim 2014 Çarşamba

Git/dersem Alınma

Günlerimin aralığından baktın
Yaramı kanattın
Ya şiir yazacağım ya/da yok olacağım
Hoşgeldin demiyorsam alınma
Çünkü sen hiç gitmedin benden
Ben kendimi aşkına tutsak ettim...
Günlerimin aralığından girdin
Yüzümü çizdi güzelliğin
Vermeyeceğim seni sana..
Ben seni uzaktan uzağa sevmeye alıştım
Git dersem alınma. . .   

Gecenin

Ve sen gidince geriye ekim artığı piç bir gece kalır
Ardında bıraktığın sessizlik içime katran bir umutsuzluk sokar
kalbim üşür

Gittin, gece saldırgan yüzünü gösterdi
Yarasalar, kan emiciler ve kötü cinler sığınaklarından çıktı
Dua tutmayan bir vakte itildim
Aşk melekleriyle gittin.

Bardağımda kalan soğumuş çayı yudumluyorum
Tranvay duraklarında ergen kızlar bağırışır
Karadeniz'li bir kız gece nöbetinden döner
Bir fotoğrafa takılır gözlerim
Yüzümde mutluluk, okul sıralarından kalma sevgiler
Saçımda limon çekirdikleri ,ayağımda conversler...
Çok sürmez ergen düşüm
Bir polis sireni geceyi yırtar
Bir kadın intihar eder
Yüzümde sevincim ölümle donar

Tekrar uzanıyorum bardağıma unutarak içtiğim soğuk son yudumumu
Ağzımda metalımsı bir tat ,hayatın yüzüne esniyorum
Aylar sonra üryan bir uykuya yatamıyorum
Gece seslerinden ve zülmünden vazgeçemiyorum
İnadına yaralarımı kanatıyorum


Düşlerim
Şiirlerim gibi bitti
Ve ben artık harflerimle sadece cinayetler işliyorum
Sen gitmeden önce insan
Şimdi bir yaratık ,çığlık çığlığa yalnızlığını bağıran


Gittikçe yayıldığım koltuğumdan kalkamıyorum
Titrek mum alevinde yüzümü ovuşturyorum
Mimiklerim cam bilyalar gibi yere düşüyor
                                               gülüşüm yere
Beni özleyen kaç insan kaldı karanlığın içinde
Beni özlediği halde kaç yabancı, buzdan sesleniş?

On yedi aydır hiç yalnız değildim ben
Aşkındı yükün, gittin
Ayakların geri adım atıyordu
                            bedenini taşımıyordu 
Benim dizlerimim bağı çözülmüştü
                                      dilim tutulmuştu
Neden almadın kalbimdeki bu kanayan sancıyı
geri dön
        hadi al seni benden


Ben ALLAH'IN oğlu
Ben seni anlatmanın ustası
Ben aşkın kutsal kitaplı tek peygamberi
Ben seni ibadet eder gibi seviyordum
Su ve diken üstünde yürüdüm de
                                    i  n  a  n  m  a  d  ı  n 

Mucizem ellerinden ben gözünden düştüm
Bu aşkın sevinç bozan günlerinde aforoz edilmişim
Ben seni ALLAH'TA izinsiz kutsarken
Cennetinden Hazırlıksız kovulmuşum


Bak gece hızla kötüleşiyor
Soğuk bir uğultu doluyor penceremden
Sesler kötü de olsa yaşamak gibi geliyor
İnsanların göremediklerini görüyor
Duymadıklarını duyuyordum
Duvarların dilinden anlıyorum eşyaların dilinden


Yollarda ıslak bir parıltı gece hızla öfkeleniyor
Midemden bir korku yükseliyor ağzıma
Nikotinle karışık küfür kusuyorum
Anlaşılmayan hayatlar bırakıyorum masaya


Bu öfkeli gece benim
Göze göz, dişe diş
Kazananı baştan belli bir düelloya çıkar gibi 
Cesaretli ve ahmakım
Avucumdan bırakınca kaderimi
Hayatımın dikişleri patlıyor
Nazar değmiş gibi güzel gözlü bir çocuğa
Dokunduğum ne varsa ateş oluyor
Yağmur yerine kül yağıyor geceye
Anamdan emdiğim süt burnumdan gelse de
Bu öfkeli gece benim
Baş başa, saç saça
Kaybetdiklerimden sonra deliyim
Uluorta çırılçıplak koysan da beni
Çoktan kuşatılmış bir şehri tek başına savunur gibiyim
Hâlâ şizofrenim ,Hâlâ gözü karayım

Aşk apansız bitince
Ekim artığı, piç bir gece kalıyor bana. . .                                               
                                                                                                                           
                                                                                                                             Sertan ADALI